19
Mar

Çanakkale Koleksiyoneri Seyit Ahmet Sılay Ayraç’a Konuştu!

   Yazan: Yunus Emre Tozal   Kategori söyleşi

“Çanakkale Savaşı, asil bir milletin tarih sayfasında ben hâlâ varım dediği bir savaştır.”

Söyleşi: Furkan Arık, Yunus Emre Tozal

Seyit Ahmet Sılay

Seyit Ahmet Sılay. Türkiye’de tek resmi Çanakkale Koleksiyoneri.  1995 yılında ilk kez gittiği Çanakkale, hayatının dönüm noktalarından biri olur. Büyük Anafartalar ovasında yerde bulduğu bir mermi, merakının başlamasına vesile olarak, savaşa dair malzeme toplamaya başlar. Savaş ile ilgili objelerin rastgele satılmasını hazmedemez. Malzemeler bir, iki, üç derken bu gün hatırı sayılır bir koleksiyona dönüşür.O günden beri tek amacı, gezici bir müze altında, Çanakkale’ ye gidemeyen Anadolu’ da ki çocuklara bu müzeyi ulaştırmak olur. Kendisiyle unutamayacağımız bir söyleşi gerçekleştirdik.

Yunus Emre: Bir Çanakkale Koleksiyonerisiniz. Çanakkale ile ilişkinizi anlatır mısınız…

Seyit Ahmet Sılay: Çanakkale’ye sık sık gidiyoruz. Bizim için orada milimetrik saha önemlidir, savaşın geneline bakmıyoruz. Benim işim, savaştan sonrasıdır. Ben resmi Çanakkale koleksiyoneriyim. Yaklaşık 18 yıldır Çanakkale Savaşı malzemeleri topluyorum, burada gördükleriniz sadece burada gördükleriniz, ayrıca depolarımız var, asıl malzemeler depolarımızda. Ailem, eşim, çocuklarım hep birlikte bunlarla yaşıyoruz. Siz belki bu özel dosyayla Çanakkale’yi hatırladınız, 1 ay sonra başka özel bir sayı hazırlayacaksınız, ama ben 24 saat bunlarla birlikte yaşıyorum. Bir müddet sonra Çanakkale’ye dair konuşulanlar içerisinde herhangi bir meselenin doğru ya da doğru yanlış olduğunu hemen o an tespit edebiliyorsunuz. Bu ay NTV Tarih 18 sayfasını günlüğe ayırdı. İşte tarih dediğimiz şey o günlüktür. Çünkü an ve an tutulmuştur. Hamasetten uzak, riya yok, her şey net.

Yunus Emre: 2000’li yıllardan sonra Çanakkale’ye olan ilgi arttı, neye bağlıyorsunuz, nasıl yorumluyorsunuz?

Seyit Ahmet Sılay: Evet, 2000’li yıllardan sonra muhafazakar kesim Çanakkale’ye sahip çıktı. Buna karşı bir grup oluştu. Bir kısmı menkıbeler üzerine bir Çanakkale, diğer grupsa maneviyattan tamamen arındırılmış bir Çanakkale oluşturdu. Bir insanın dünya görüşü elbette önemlidir, ama mevzu bahis Çanakkale ise, benim için belge önemlidir. Belge yoksa, kim ne anlatmış, ne demiş önemi yok benim için. Tabii ki maneviyat var, maneviyatsız, özellikle Osmanlı askeri olabilir mi?

Çanakkale savaşına katılıp, Kurtuluş Savaşı’na herhangi bir sebepten ötürü katılmamış, yaralanmış, aileden birçok insanını Balkan Savaşı’nda, Plevne’de şehit vermiş, Çanakkale Savaşı’ndan sonra Kurtuluş Savaşı’na gidememişlerse hiçbir şey verilmedi, maaş bağlanmadı biliyor musunuz? 50’liyıllara kadar ölenlerin yakınlarına da bağlanmadı. Tanıdık, eş dost araya girerek maaş bağlananların sayısı çok azdır. Zaten 50’den sonra da çok fazla kalmadı. Gerekçe neydi biliyor musunuz, Osmanlı’nın askeri olması. Birisi çıksın bunun hesabını versin.

İlker Başbuğ tutuklandığında, gazeteler manşetler attı hatırlarsınız: “Şimdiye kadar Genel Kurmay Başkanlığı yapmış birisi ilk defa tutuklandı” diye. Çanakkale’yi gezdiğinizde görmüşsünüzdür, Nuri Yamut Anıtı vardır. Nuri Yamut, savaştan sonra 43 yıllarında 2. Ordu komutanı. Savaş sonrası Balkanlardan gelen aileler yerleştiriliyor oraya, tarım yapmak istiyorlar, bir sürü kemik çıkıyor. Bakıyorlar ki, bizim birliklerimizin olduğu yerlerde daha fazla çıkıyor. Genel Kurmay’a yazı yazıyor, kemikleri toplayalım diye. Hiçbir kurumdan ses çıkmıyor, en sonunda İstanbul’da kendisine ait 2 evi satıyor ve kemikleri toplattırıyor. 10 bin şehide ait kemiklerdir onlar. Ve kemikleri oraya gömdürerek, üzerine anıtı yaptırıyor. Mehmet Çavuş’tan sonra, ilk orijinal anıttır o. Adına da Nuri Yamut demiyor, halk arasında Nuri Yamut Paşa yaptırdığı için onun ismiyle anılıyor. Peki Nuri Yamut ‘tan neden bu kadar bahsediyorum, şundan dolayı Nuri Yamut daha sonra yükseliyor yükseliyor ve bizim 6. Genel Kurmay Başkanımız oluyor, Genel Kurmayın sitesinde de vardır bu. Peki nasıl ölmüş?… Nasıl öldüğü yok, bunu da Yavuz Donat’tan 1. ağızdan dinliyoruz: DP İstanbul Milletvekili, 27 Mayıs darbesinde Yassıada’ya tekme tokat götürülüyor ve ailesine tabut içinde cenazesi teslim ediliyor. Şimdi, Çanakkale Savaşı 1915 Aralık’ta bitmedi benim için. Ben 1915 Aralık’tan sonraki günümüze kadar gelinen sürecin mücadelesini veriyorum hâlâ. Birileri çıksın ve Nuri Yamut adına devlet adına özür dilesin.

Devamını oku »