31
Mar

Dergilerin Mart sayılarında neler var?

   Yazan: Yunus Emre Tozal   Kategori haber

Haber 7′ye bu ay ulaştırılan dergiler yine dopdolu ve ilgilisinin kaçırsa üzüleceği konuları içeriyor.

Her ay elimize ulaşan dergileri mercek altına almaya devam ediyoruz. Dergilerin Şubat ayı sayıları da dolu dolu. Türk Edebiyatı, Ayraç, NTV Tarih, Mostar, Gezgin ve daha birçok dergiyi inceledik…

Mart ayı dergilerinde neler olduğunu, Yunus Emre Tozal inceledi ve içeriklerine göre sizlere kapaklarıyla birlikte sunuyoruz. Edebiyattan sanata, tarihten spora, çocuktan gençliğe, turizmden siyasete 40 dergiyi sizin için mercek altına aldık.

Not: Bu haberde yer almak isteyen dergiler, her ayın 10’una kadar yeni sayılarını Haber 7′ye “Otakçılar Caddesi No: 78 Eyüp / İSTANBUL” adresine dergi yollayıp, basın bültenlerini ayrıca Yunus Emre Tozal adına: tenkafesi@gmail.com gönderebilirler. Sadece mail ile bildirilip, Haber7.com’a yollanmayan dergiler tanıtılmayacaktır.

Yunus Emre Tozal adına şu adrese dergi yollayabilirsiniz:

Adres: Barbaros mah. Gelincik Sokak Up-Hill Towers B7-37  Ataşehir/İstanbul

Türk Edebiyatı’nda “Edebiyat ve Sofra”

Hayata dair her şey gibi, mutfağın ve sofra zevklerinin de edebiyata yansıması tabiidir. Beş altı aydır toparlanılmaya çalışılan bu s
Yeme-içme kültürü deyince herkesin aklına ilk gelen isimlerden biri olan Turgut Kut, Yusuf Çopur’un sorularına cevap verirken, Prof. Dr. İnci Enginün, “Servet-i Fünuncular Yemekte” başlıklı yazısında, Dede Korkud Kitabı’ndan başlayarak edebiyatımızda sofra zevklerinin nasıl yer aldığını kısaca özetleyip, Servet-i Fünun edebiyatındaki sofra manzaralarını inceliyor. Sadık Kutalmış’ın “Edebî Ziyafetler” başlıklı yazısında da, özellikle II. Meşrutiyet’ten sonra yaygınlaşan edebî ziyafetlerden söz ediyor: Mesela Abdülhak Hâmid şerefine verilen ziyafetler, basın mensuplarının Piyer Loti şerefine verdikleri, birçok şair ve yazarın da katıldığı ziyafet, Midhat Cemal’in Mehmed Âkif’in Âsım adlı eserinin yayımlanması vesilesiyle verdiği yemek…

Kutalmış’ın yazısını Dr. Sezai Coşkun’un “Sofradaki Modernleşme” başlıklı yazısı takip ediyor. Abdullah Cevdet’in Mükemmel ve Resimli Âdâb-ı Muaşeret Rehberi adlı kitabıyla Ahmed Midhat Efendi, Hüseyin Rahmi ve Safveti Ziya imzalı birkaç romandan hareket eden Coşkun, modernleşme sürecinde yemek yeme ve sofra âdâbındaki değişmelerin edebiyatımıza nasıl yansıdığını anlatıyor. Beşir Ayvazoğlu “Edebiyatımızın İki İştahlısı”nın, yani Yahya Kemal ve Ahmet Hâşim’in midelerini iskandil ederken, M. Selim Gökçe de edebiyatımızın en güzel yemek yazılarına imza atan Refik Halid’in bir gourmet ve koleksiyoner olarak portresini çiziyor. Hatice Bilen Buğra, merhum eşi Tarık Buğra’nın, Gürkan Yavaş da Peyami Safa’nın hikâye ve romanlarında sofra zevklerinin anlatıyor.
Günümüzde yemek üzerine en çok yazan edebiyatçı hiç şüphesiz Selim İleri’dir. Kısa bir süre önce yemek yazıları Oburcuk Mutfakta adıyla bir araya getirilen İleri’nin bu kitabı Bahtiyar Aslan tarafından enine boyuna değerlendirildi. Alâattin Karaca da İstanbul’un sicil muhafızlarından biri olan Sermet Muhtar Alus’un yazılarından hareketle ünlü İstanbul lokantalarının kapılarını aralamış, ayrıca Ahmet Rasim’in yemekler üzerinde yazdıklarından söz ediyor.
Derginin bu sayısı şiir bakımından da bir hayli zengin: Mustafa Ruhi fiirin, Hasan Akay, İbrahim Tenekeci, Cafer Keklikçi, Kalender Yıldız, Nadir Aşçı, Yaşar Beçene, Ahmet Sıvacı, Nazım Payam, Seval Karadeniz ve Sümeyye Sakarya, şiirleriyle katkıda bulunmuşlar.

Ayraç’ta “İkinci Yeni” Dosyası

Şiirin ne olduğu anlatılabilir mi? Bugünkü şiirde yaşanan bazı dönüşümler, kıvrılmalar, çatallanmalar, bize dünkü şiirle ilgili başka türlü değişimleri hatırlatıyor. Geçen seferki şiir dosyamızda, “Türk Şiirinin Kavşak Noktaları”, en çok üzerinde durulan şey de, bu “değişimin bilgisi”ydi. Var olan literatürü tekrar etmektense, biraz cesur davranıp “yeni” şeyler söylemeye çalışmıştık. Bu kez işte, “bahisleri yükseltiyoruz” ve İkinci Yeni’yle olan maceramızda yeni duraklar arıyoruz. Dosyaya dâhil olan yazarlarımız Ahmet Bozkurt, Ahmet Sarı, Ömer Aksay, Hakan İsmail Şiriner, Mehmet Akif Ertaş, Oğuz Öcal, İsa Karaaslan ve Betül Yasemin Erol. Aynı zamanda dosyamızla alakalı “Ayraç Soruşturma” bölümünde, Ahmet Ada, Hüseyin Peker, Altay Ömer Erdoğan ve Sezai Sarıoğlu’dan İkinci Yeni sorularımıza verdikleri cevapları okuyabilirsiniz.

Ayraç Üniversite ve Şehir Temsilcileri Ayraç Dergisi olarak üniversite ve il temsilcilikleri vermeye başlamıştık. Daha “kalabalık” bir dergi olma çabasının tezahürü olarak başladığımız kampanyaya gayet olumlu geri-dönüşler aldık. Dergiye olan talep arttıkça ve Ayraç’a ilgi gösterenler, her sayıyı satın almayı (yahut aboneliği) alışkanlık haline getirdikçe, bütün Türkiye’de daha çeşitli mecralarda bulunmayı hedefliyoruz. Hem il temsilcileri hem de üniversite temsilcileri ile alakalı duyurularımızı, üniversitelerin ve liselerin II. dönemlerinin başlamalarıyla birlikte bu sayıdan itibaren yapmaya başladık. Şimdiden 30’a yakın temsilcimiz oldu. Pek çok kereler duyduğumuz, “Dergiye ulaşamıyoruz!” sitemini de böylelikle azaltmaya ve yeni okurlar/takipçiler edinmeye gayret ediyoruz. Temsilci olacak arkadaşlar, üniversitelerinde dergimizi tanıtabilir, çeşitli organizasyonlarda dergimizi temsil edebilirler. Üniversitede bulunan yazarlarla, üniversitenin kütüphanesiyle iletişimi sağlayabilirler. Üniversite kütüphanelerini abone yapabilirler. Bulundukları çevrelerde daha fazla kitapçıda Ayraç bulunması için merkez kitapçılarla ya da çeşitli kitap-cafe’lerle görüşüp, Ayraç gönderebilmemizi sağlayabilirler.

Sadece üniversite değil, liselerde de ve çeşitli ülkelerde de temsilciler oluşturmaya başladık. Örneğin Mümtaz Turhan Lisesi’nden Almanya’ya, Hollanda’dan Kırgızistan’a uzayan bir iletişim ağı kurduk. Ayraç’ı daha çok okura ulaştırma çabamıza destek vermek isterseniz, iletisim@ayracdergi.org adresimizle irtibata geçebilirsiniz… Temsilciliklerle alakalı duyurularımızı www.facebook.com/ayracdergisi adresinden ya da www.twitter.com/ayracdergisi adresinden takip edebilirsiniz.

Ayraç Dergisi’ni internetten edineceğiniz yerler: Birkaç ay evvel, Ayraç internette kitap satışı yapan sitelerde yer almaya başladı. Anadolu’daki bazı şehirlerde ve İstanbul’un bazı semtlerinde Ayraç bulamadığını ifade eden okurlarımız, böylece internetten sipariş verebilir. kitapyurdu.com, ideafix.com, bidolukitap.com, hepsiburada.com, pandora.com.tr ve kidap.com.tr adreslerinden, NT Mağazaları, D&R Mağazaları, Merkez Kitapevleri ve Taksim, Kadıköy ve Yenikapı’da bulunan İstanbul Kitapçısı’ndan Ayraç’ı edinebilirsiniz.

Başka Neler Var? Abdullah Yavuz Altun “Büyülü Gerçekliği” ele alarak, büyülü gerçekçiliğin ihtiyaç olup olmadığını tartışırken, Yunus Emre Tozal Immanuel Wallerstein’den hareketle proleterleştirmenin metalaştırılmasını, Aydın Hız Türkiye Cumhuriyeti’nde dinin tanzimini, Suzan Nur Başarslan Sartre’ın Bulantı adlı kitabını inceliyor. Enver Gülşen’in Leyla İpekçi’nin son kitabı “Ateş ve Bahçe”yi tahlil ederken, Mehmet E. Şimşek Max Stirner’i, Ekrem Sakar Muhyiddin Şekûr’un “Su Üstüne Yazı Yazmak” kitabını, Funda Edeş İstanbul’un Yüzleri serisinden “İstanbul’un 100 Romanı, Şiiri, Gravürleri ve Musikişinası kitaplarını inceliyor.

NTV Tarih’ten Havacılık Öyküsü

NTV Tarih Dergisi’nin Mart sayısı sadece Türk değil dünya havacılık tarihinin en gizemli perdelerinden birini aralıyor. İlk siyah pilot hem de Türk… Arap Ahmet ve nesiller boyu havacı bir ailenin olağanüstü öyküsü…

Hikâyenin kahramanı, 19. yüzyılda Afrika’da Bornu emirliğinden alınıp köle tacirleri tarafından İstanbul’a getirilerek satılan bir kadının torunu. Bu kadın belki de Abdülmecid tarafından yıktırılan İstanbul’daki köle pazarında satılan son kölelerden biriydi.

NTV Tarih Dergisi’nden Duygu Yılmaz’ın haberine göre, onun adını bilmesek de, kızının adını biliyoruz: “Zenciye” Emine. Zenciye Emine Hanım ile Ali Bey’in üç çocuğu oldu. Bunlardan en büyüğü, 1883 doğumlu Ahmet Ali, öykümüzün kahramanı.

“Arap Ahmet” olarak tanınan en büyük çocuk Ahmet Ali, 1904’te Haddehane Mektebi’ne girdi, dört yıl sonra mülâzım-ı evvel, yani üsteğmen oldu. Kasım 1916’da dünyanın ilk siyah pilotu oldu.

18 Aralık 1917’de yüzbaşı rütbesiyle Berlin’e gönderilerek eğitim uçuşlarını tamamladı.

1. Dünya Savaşı’ndan kalan Haliç’teki bazı uçakları Anadolu’ya kaçırma planına yardım etti.

İstanbul Boğazı çıkışından itibaren Batı Karadeniz’deki düşman gemilerini takip etmek, raporlamak, deniz harekâtını korumak görevini üstlendi.

1949’da emekli olan, 1969’da ölen Ahmet Ali Bey, dünya havacılık tarihinde özel bir yere sahip.

Kapak Konusu: Dünyanın ilk siyah pilotu

Ve nesiller boyu havacı bir ailenin olağanüstü öyküsü

Evliya Çelebi’nin gerçek yaşamı

Kedi: İnsanın yanında bir tarihi şahsiyet

İstanbul’a saldırı: Geldikleri gibi gideceklerdi…

Paris komünü: Barikatlarda üç Türk aydını

TRT Aylık Radyo ve TV Dergisi Vizyon

TRT’den bir yenilik daha… Aylık radyo televizyon dergisi “Vizyon” bundan böyle bayilerden okurlara ulaşacak. İlginç söyleşi, dosya ve yorumlarla dolu “Vizyon”la ilk buluşma bu ay gerçekleşti.
Vizyon’un Mart sayısı zengin içerik ve biçimiyle okurların karşısına çıkıyor.
Derginin Mart sayısında Bir Fotoğraf Sevdalısı Hüseyin Türk’ten fotoğraf sanatının incelikleri ve Bir Hazerfan’dan “Biz” olmanın sırları geniş bir biçimde ele alınıyor. Evliya Çelebi’nin 2011 Seyehati başlıklı yazı hayli ilgi çekici… “Ayakta Satranç oynamaya benzer spor nedir?” sorusunun cevabını eminim siz de merak ediyorsunuz. Dergide yine ilginç başlıkları şimdiden Gülben Eren ile söyleşiyi bir çırpıda okuyabilirsiniz…

Moral Dünyası’ndan “İnternet” Dosyası

İnternet, bugün artık hayatımızın olmazsa olmazları arasına girdi. Neredeyse internet olmadan iş yapmak imkânsız hale geldi. Alışverişten tutun da resmi işlemlere, faturaları ödemekten ödev yapmaya kadar onlarca alanda interneti kullanmak ve hayatımızı kolaylaştırmak mümkün. Ancak, hayatımızı kolaylaştırmak adına adeta bir “nimet” olan internet, kullanmasını bilmeyince hayatımızı bir “kâbus”a çevirip hafakanlar görmemize yol açabiliyor. İnternet bağlantınızdan tutun da mail adresinize, oradan alışverişlerinize varıncaya kadar birçok sorunla karşılaşabilir, hatta mahkeme kapılarına kadar gidebilirsiniz. Ya kontrolsüz kullanım sonucu çocukların ruhlarında açılan derin yaralar? Onların telafisi ise mümkün değil… Veya sosyal ağlar sayesinde çatırdayan aile kurumunun altında kalan eşlere ne demeli? Peki, bir nimet olan internetin kâbusumuz olmaması için neler yapmalı, nelere dikkat etmeliyiz? İşte bu ayki kapak dosyamızı bu konuya ayırdık. İnternetle ilgili gerek teknik manada gerekse ailevi anlamda alınması gereken tedbirleri uzmanları ile görüştük. Bilişim Uzmanı Mehmet Sakin, interneti kullanma anında nelere dikkat etmemiz gerektiğini, internet bağlantısında, mail kullanımında, internetten alışverişi esnasında, internet sitelerinden program indirme sırasında ve diğer konularda teknik anlamda hangi tedbirleri almamız gerektiğini sıraladı. Uzman Pedagog Adem Güneş, çocukların interneti kullanmasında anne babaların kulağına küpe olacak tavsiyelerde bulunurken, Psikolog Ayla Eyüboğlu, aile yapısını tehdit eder hale gelen sosyal ağların kullanımında nelere dikkat edilmesi gerektiğini mercek altına alıyor. İlahiyatçı yazar Mehmet Paksu ise internet ilişkilerinin dini boyutuna dikkat çekiyor. Mart ayında Bediüzzaman Sad Nursi’yi vefatının 51. yılında rahmetle yad ederken Sefa Mürsel, Bediüzzaman’ın hizmetinin vefatından 51 yıl sonra geldiği noktayı tahlil ediyor. Usta kalem Metin Karabaşoğlu, irad edilmesinin 100. yılında nazarlarımızı Hutbe-i Şamiye’ye çekerek günümüzde yaşanan olayları Bediüzzaman’ın bakış açısıyla değerlendiriyor. Tarihimizin geri planda kalmış ama bir o kadar da önemli noktalarına dikkat çektiğimiz dosyalarımızın ilkinde Yavuz Bahadıroğlu kahramanlıkları ile bildiğimiz akıncıların kişisel dünyasına götürüyor bizi ve akıncının zaferlerle dolu hayatının ardındaki yalnızlığına dikkat çekiyor. İkinci dosyamızda ise kendisi de bir minyatür sanatçısı olan Mine Sultan Ünver, minyatürün üstadı Levni’nin dilinden geleneksel sanatımız minyatürü anlatıyor. Sağlık dosyamızda Dr. Ender Saraç’ın verdiği önemli bilgileri bulacaksınız. Saraç, bedensel obezitenin yanı sıra ruhsal obeziteye de dikkat çekiyor. Eğer evinizde evcil hayvan besliyor veya beslemek istiyorsanız araştırma dosyamızı sizin için hazırladık. Ev hanımları ve çocuklar için hazırladığımız dosyalarımızın yanı sıra daha birçok yazı konusu dergimizin sayfaları arasında sizi bekliyor.

Dergâh XXII. Cildini Tamamlıyor!

Dergimiz bu sayıda XXII. cildin yayımına başlamış bulunuyor. Mustafa Köneçoğlu, Fatma Şengil Süzer, Salih Bektaş Kevserkul, Cevdet Karal, Muhammed Cemal Ünal, Nadir Aşçı, Mustafa Pınarbaşı, Tuğba Çelik ve Yusuf Zinnur Keskin bu sayının şairleri. Süavi Kemal Yazgıç, Hamit Omeri ve Nurşah Karaca ‘derkenar’ sütunlarında yazarken, Sibel Eraslan ile Vagıf Sultanlı hikâyeleri ile katkıda bulunmuş. Yakup Altıyaprak şiirimizin önemli simalarından Mevlâna İdris’in “Rüzgâr Kesen Makas” adlı şiirini tahlil ediyor. “Orta sayfa sohbeti”ni hikâyeci Nermin Tenekeci’yle yapan dergi, şöyle açıklıyor röportajı: “Tenekeci az ve öz yazan biri. Henüz ilk kitabını çıkardı. Bu ilk kitap okunduğunda yazarın nasıl bir olgunluğa ulaştığı görülecektir. Konuşma, Tenekeci hikâyesinin nirengi noktalarına işaret ediyor.”

Tahsin Yılmaz insanın “dünya serüveni”ni irdeleyen metafizik yönü zengin bir yazıyla dergide yer alırken, Recep Seyhan kültürümüzde geniş yer tutan “Kerbelâ Mersiyeleri” üzerinde duruyor.

Doç. Dr. Fatma Açık, Nazım Hikmet Polat’ın yayıma hazırladığı Dr. Şerafettin Mağmumi’nin “Anadolu ve Suriye Hatıraları”nı tanıtıyor. Hasan Öztürk her yıl olduğu gibi bu yıl da Dergâh’ta yayımlanan hikâyelerin dökümünü, içeriğini ve değerlendirmesini veriyor.

Gezgin Mart sayısında iki dergi hediye ediyor

Türkiye’nin gezi ve seyahat dergisi Gezgin, 49. sayısında uzak ülke Madagaskar’ı kapak konusu olarak işliyor. M. Özgür Kılıç, yaptığı geziyi ve bu gezi sırasında yaşadıklarını kaleme alıyor. Madagaskar’ın teknoloji değmemiş sahilleri, timsahlarla dolu nehirleri ve daha fazlası Gezgin’in Mart 2011 sayısında okuyucularla buluşuyor.
Ayrıca 48. sayıda İtfaiyecilerin tehlikeli yaşamı da gözler önüne seriliyor. Gezgin yazarı Erkam Bülbül tarafından 2 yıllık bir süreçte hazırlanan dosyada, İstanbul’da meydana gelen büyük yangınlardan ve itfaiyecilerin yaşantılarından kesitler sunuluyor.
Halit Ömer Camcı’nın kaleminden fotoğrafçılıkla ilgili bir yazı, Osman Koca’nın perspektifinden Evliya Çelebi Milletleri, Hayrettin Oğuz’un objketifinden Dokuzpınar, Önder Kaya’nın kaleminden Liebig kartları, Yaşar Şadoğlu’nun kaleminden ise Pekin’deki Niujie Camii konu olarak ele alınıyor.

Microsoft Tag Gezgin’de

Ayrıca bu sayıda ilk kez Microsoft Tag uygulaması Gezgin dergisinde kullanılmaya başlandı. Üç boyutlu barkod teknolojisi olarak tanımlanan bu sistemde okuyucular çeşitli etkileşimli içeriklere cep telefonları yardımı ile dergiyi okurken erişebilecekler.
Bu ay Gezgin dergisinde 2 fotoğraf makinesi, bir cep telefonu, bir objektif, mini projeksiyon cihazı, kablosuz görüntü aktarma cihazı incelemesi yapıldı. Olympus E-P2, Panasonic GH2, Armotech mini Projeksiyon, Sigma 8-16 mm, LG P503 Optimus One,W-Waves Wireless AV Kit inceleme sayfalarına konuk oluyor.

Haksöz Dergisi’nin 240. Sayısı Çıktı!

Haksöz Dergisi, Mart 2011 tarihli 240. sayısında Tunus’tan, Mısır’a ve Libya’ya Ortadoğu haklarının isyanını manşete taşıdı: “İntifada Ateşi Tağutları Yakıyor!” “Kur’an’ın aydınlığına doğru” şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz Dergisi, Ortadoğu’da diktatörlere karşı yükselen intifadayı derginin ağırlıklı gündemi yaparak çıktı. Tunus’tan Libya’ya K. Afrika ve Ortadoğu’daki gelişmelerin ve özellikle de Mısır intifadasının değerlendirildiği dergide ayrıca Balyoz Darbe Planı ve 28 Şubat darbesi ile ilgili değerlendirmelere yer veriliyor. Derginin Gündem bölümünde “Ortadoğu’da Korku Duvarları Aşılıyor!” başlığıyla Ortadoğu’daki isyanlar analiz edilirken Hamza Türkmen, Ortadoğu intifadası üzerinden toplumsal dönüşümün yeni diline dikkat çekiyor. Bahadır Kurbanoğlu, Mısır intifadasından çıkarılacak ibretlik dersleri madde madde okuyucularla paylaşıyor. Remzi Barud ise Mısır devriminin inandığında ve kararlı olduğunda bir insanın, halkın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdiğini ortaya koyuyor. Musa Üzer, İran’daki protestoların yaşanan isyan dalgasında nereye düştüğünü; Güney Uzun ise Kemalistlerin Ortadoğu isyanları üzerinden kurdukları fantezileri ele alıyor. Bu gündemle irtibatlı olarak Murat Aydoğdu, Araf Suresi’ndeki ayetler üzerinden inkılâp ve devrim arasında toplumsal değişimin bağlamını irdeliyor. Balyoz gündemi Rıdvan Kaya ve Bahadır Kurbanoğlu tarafından değerlendiriliyor. Kaya, ayrılmaz ikili Kemalizm ve militarizmi geriletmek için sürece müdahil olmak gerekliliğini işlerken Kurbanoğlu, Balyoz davasında dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çekiyor.
Kur’an çalışmalarının da ağırlıklı yer aldığı bu sayıda Murat Kayacan, Seyyid Kutub’un tefsiri Fi Zilâl-il Kur’an’da iman konusunu çeşitli açılardan ele alıyor. Fevzi Zülaloğlu, Kur’an’la yürüyüşümüzde önümüzü aydınlatan beş meşale olarak nitelediği kavramları inceliyor: Tezkiye, Tebyin, Tahkim, Tertil, Teşhid. Kıssa çalışmalarını sürdüren Cengiz Duman ise Zülkarneyn kıssasını Kur’an perspektifinde nasıl anlamak gerektiğini ve bu kıssanın ne gibi mesajlar içerdiğini analiz ediyor. “İslam Tarihinden Portreler” üst başlıklı yazı dizisine devam eden Ali Değirmenci, bu ay Ebu Müslim Horasani’nin mücadelesini anlatıyor.
Dergide ayrıca Zehra Çomaklı Türkmen, Diyanet’in mevlit kandili ile sevgililer gününün aynı güne denk gelmesi hakkındaki açıklamasını; Abdurrahman Yıldırım “Kılıç ve Kelime” adıyla yeni çıkan İmadüddin Halil’in romanını değerlendiriyor. Erbakan’ın vefatıyla ilgili derginin baskı aşamasında eklenen taziye açıklamasının yanı sıra Murat Koç’un Ortadoğu intifadasını konu edindiği “Nesillerin Duasıdır Devrim!” başlıklı denemesi ve Bünyamin Doğruer’in “İsyan Ateşi” adlı şiirleri dikkat çekiyor.

Mostar Ortadoğu’ya dair bir panorama sunuyor

Derginin Mart sayısında, halk ayaklanmalarıyla dünya gündemine oturan Ortadoğu coğrafyasında olan biteni anlamak adına dünü, bugünü ve yarınıyla Ortadoğu’ya dair önemli değerlendirmelere yer veriliyor.
Ortadoğu halkları, ülkelerini uzun yıllardır baskıyla yöneten dikta rejimlerine karşı art arda ayaklanıyor. Özgürlük ve adalet arayışının bir getirisi olan bu ayaklanmalar o derece güçlü ki, şimdiden Tunus ve Mısır’da 30 yıldan fazladır iktidarda olan Zeynel Abidin Bin Ali ve Hüsnü Mübarek gibi diktatörleri devirdi. Bu isyan dalgası hali hazırda Libya, Yemen, Bahreyn başta olmak üzere birçok Ortadoğu ülkesinde büyümeye devam ediyor. Bölgeyi ise kısa vadede topyekûn bir siyasi, kültürel ve ekonomik değişim bekliyor. Peki, tüm bu değişim isteğinin temelinde neler yatıyor? Hangi temel dinamikler bölge halklarının yönetimlere başkaldırısına neden oluyor? Ortadoğu’yu kısa, orta ve uzun vadede neler bekliyor? Ve bu değişim dalgasının küresel etkileri neler olacak? Bu soruların cevapları yaşananları anlamak adına önem kazanıyor. Mostar ise, bu sayısında cevap bekleyen bu soruların peşine düşüyor.
Taha Kılınç, dosya ile aynı adı taşıyan “Özgürlük ve adalet peşinde bir Ortadoğu panoraması” başlıklı yazısında günümüzde halk ayaklanmalarıyla çalkalanan Ortadoğu coğrafyasında son yüzyılda olup biten olaylara bütünsel bir bakışın gerekliliğine dikkat çekmek amacıyla, bölgede son yüzyılda öne çıkan gelişmeleri kronolojik olarak dikkate sunuyor. Mısır’da gerçekleşen devrimi Kahire’de Tahrir Meydanı’nda izleyen Mete Çubukçu ise “Arap baharı” isimli yazısında Arap ayaklanmasının bölgede 20. yüzyıl paradigmasını sona erdirdiğine ve yeni bir dönemi başlattığına dikkat çekiyor. Konunun uzmanlarından Cengiz Aktar, ayaklanmaların bölge ülkelerini küresel bir aktöre dönüştürdüğünü söylerken, Metin Mutanoğlu bu ayaklanmaların ‘yılların intikamı’ olduğuna vurgu yapıyor. Bir diğer yazar Hakan Çopur “Devrimlerdeki medya etkisi”ni yorumlarken, Mesut Özcan ise Irak özelinde Ortadoğu’daki değişimi yorumluyor.

Mostar’ın bu ayki şöyleşi konuğu Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi, YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Talip Küçükcan. “Demokratik bir üniversitesi için YÖK’ün reforme edilmesi şart” diyen Küçükcan, ülkemizin yükseköğretimde yaşadığı temel sorunlar ve bu sorunların nasıl üstesinden gelinebileceğine dair önemli analizlerde bulunuyor.
Mostar’ın diğer sayfaları bu ay da okura oldukça zengin bir içerik sunuyor. Gündemden, Görsel Hafıza, Çizi-Yorum gibi klasikleşen sayfaların yanı sıra, M. Mücahit Küçükyılmaz’ın “Muhalefete demokrasi aşısı gerek”; Önder Kaya’nın “Mehter müziği ve Avrupa’daki tesirleri”; Ali Şükrü Çoruk’un “İngiliz ordusunda savaşmak isteyen Servet-i Fünûncular”; Yusuf Kaplan’ın “Medeniyet dili nebevî anahtar”; Sevil Kuzu’nun “Ehli Beyt’in ev sahibiyle tel örgüler kalkınca…” Celil Civan’ın “Bir yazar olarak Semih Kaplanoğlu” ve Hakan Hastaoğlu’nun “Baz istasyonunun kanserler imtihanı” yazıları başta olmak üzere Toplum, Tarih, Kitap ve Sinema bölümlerinde yer alan diğer yazılar da dergiye zengin bir içerik kazandırıyor.

Yedikıta’dan Çanakkale Sayısı

“Doğru bilgi doğru kaynaktan alınır” düsturu ile 2005 yılından beri titiz yayıncılığına devam eden Çamlıca Basım Yayın, kültürümüze, tarihimize ve tarihimizin kaynaklarına dair yayınlarıyla ilgiyle takip ediliyor. Çamlıca Basım Yayın bünyesinde çıkarılan Yedikıta Dergisi de Eylül 30. Sayısıyla bayilerde yerini aldı. Yedikıta, tarihî ve kültürel konularda temel kaynaklar ve tarihî belgeler ışığında hazırlanan araştırmacı ve titiz bir yayıncılık ürünü…
Yedikıta’da Bu Ay
Yedikıta’da bu ay, Türk denizciliğinde yeni bir çığır açan ilk buharlı gemilerin Osmanlı Donanması’na girişi kapağa taşınıyor. Bizdeki adıyla Buğ Gemisi, ilk adıyla Swift Vapuru’nun 21 Mayıs 1828’de İstanbul’a girişi ve ardından Hylton Jollife’ın donanmaya dâhil oluş hikâyesi ilgi çekici. Nurcan Bal’ın kaleminden Buğ Gemisi makalesi, bir buharlının donanmamız açısından savaşta gösterdiği yararlıkları da gözler önüne seriyor…
Ayrıca, Çanakkale çıkarmasıyla Osmanlı’yı yok etmek maksadıyla planlanan savaşların Avrupa’nın penceresinden görünen yüzü, Avrupa’nın Penceresinden Çanakkale makalesiyle ele alınıyor. Yedikıta’da, son günlerin popüler mevzusu Kanuni Sultan Süleyman Han’la ilgili bir makale de dikkat çekiyor. Avrupalıların “Büyük Türk” ve “Muhteşem Süleyman” ismini verdikleri padişahın hususi hayatında basit dünya zevk ve eğlencelerine kapıldığını iddia edebilecek hiçbir vesika ve kaynağın olmadığını, sultanın dünya nimetlerine göz koymuş bir insan değil, bütün sermayesini din ve devleti uğruna harcamış bir cihangir olduğunu ortaya koyuyor makale. Yanlış yansıtılan bir tarihi şahsiyetin gerçek yönünü anlatıyor… Yedikıta, Çanakkale gezilerine yönelik, Çanakkale Rehberi ekiyle seçkin bayii ve kitap evlerinde…

Sızıntı

33 yıldır yayın hayatını sürdüren Sızıntı, astronomiden biyoteknolojiye, edebiyattan felsefeye, sanattan tarihe, tasavvuftan sağlığa kadar uzanan geniş bir yelpazede okurla buluşuyor.
Derginin Mart sayısı ‘Seni Bir Kere Daha Derince Duyduk ‘ başlıklı başyazı ile açılıyor: “Senin sayende mâneviyâta ve sevgiye uyanan gönüller, sanki sadece sevgi ve saygı solukluyormuşçasına ruhlarından yükselen ulvî sesler ve insanî enginliklerini dillendiren sözlerle asırlar ve asırlar boyu insanî değerlerin yanıltmayan temsilcileri oldular. Büyük çoğunluğu itibarıyla insanlık âlemi, onların seslerinde ve sözlerinde, o güne kadar keşfedemediği vicdanının heyecanlarını duydu ve kendi iç derinliğine muttali oldu. Evet, Senin sayende birbirinden oldukça farklı görünen bütün insanlar, hatta bir mânâda cinler ve ruhanîler, o zamana dek bir türlü hissedemedikleri, hissedip söyleyemedikleri, söylemeye muvaffak olup da yerli yerince dillendiremedikleri her şeyi seslendirebiliyor ve büyük ölçüde pek çok problemi çözebiliyordu…”
Derginin diğer yazılarında Ömer ARİFAĞAOĞLU Alyuvarlardaki Mu’cizevî Sanat’ı Osman SÜZEN Bizim Şehirlerimiz, Bizim Evlerimiz’i Nihat DAĞLI Aşk, Göçmenlik ve Kadınlık Hâllerini (Kitaplık) Arslan MAYDA Tıbb-ı Nebevî’de Temizliği Arif SARSILMAZ Bilim ve ‘Yaratılışı Neriman DÜZYOL Süt Dişleri Bakımını Murat DUMAN Ecdadımızın Medine’de Yaptığı Hizmetleri Hamza AYDIN Açlığın Sırlı Çözümünü Dr. Ramazan BALCI Çanakkale Şehitleri’ni Mehmet HALEOĞLU İstiklâl Marşı’nın Kabulü nü anlatıyor. Bu sayının “Kalbin Zümrüt Tepelerinde” bölümünün konusu Tetimme (Hakikat-i Muhammediye)

Gitar Dergisi Raflarda Yerini Aldı!

Türkiye’nin ilk davul ve bas dergisi olan Drum&Bass Magazine’in ekibinden yepyeni bir dergi daha; GİTAR dergisi. Türkiye’nin ilk “GİTAR dergisi” Mart ayında okuyucusuyla buluştu!
Enstrümana özel, konsept dergicilik anlayışıyla sektöre bir dergi daha kazandıran LinProductions bu yeni dergide de çok iddialı. Erman Dirikcan’ın genel koordinatörlüğünü yürüteceği GİTAR dergisi’nde gitar üzerine her konunun yazılması, hem eğitim hem de iletişim anlamında tüm müzisyenlere farklı bir bakış açısı sunulması hedefleniyor.
İlk sayının özel röportajları; Kurt Rosenwinkel, Serdar Öztop ve Aniello Desiderio.
Gitar Dergisi; bir caz, pop ya da rock müzik dergisi değil, tüm stillere aynı duruşla yaklaşan ve konularına hâkim müzisyenlerin kendi tarzlarını kendi ifadeleriyle yorumlayacağı bir dergi. Derginin içeriğinde enstrüman ve efekt pedal tanıtım analizleri, müzisyenlerin bu işe başlamalarından şu an bulundukları noktaya kadar hikayeleri, eğitim notaları, kayıt günlükleri, yerli ve yabancı müzisyen/gruplarla yapılan röportajlar, yeni albümlerin tanıtımları, müzik endüstrisi ile alakalı bilgiler ve gitar dünyası ile ilgili birçok bilgi ve haber yer alıyor.
Türkiye’nin alanlarında en iyi isimleri GİTAR Dergisi’ne kendi perspektiflerinden yazılarıyla katılıyorlar. Önder Focan, Sarp Maden, Metin Türkcan, Cem Tuncer, Ant Şimşek, Okan Ersan, Kerem Türkaydın, Barlas Tan Özemek, Berkant Çelen, Akın Eldes, Bilal Karaman, Çağlayan Yıldız, Hakan Kurşun, Orhan Yolsal, Ozan Sarıtepe, Eren Gümrükçüoğlu, Selim Sayarı, Çağrı Singör, Emre Kula, Selçuk Sami Cingi, Murat Usanmaz, Emirhan Üçkardeş, Bora Çeliker ve Şinasi Celayiroğlu bu yazarlardan bazıları.
İki aylık periyotlar halinde yayınlanacak dergiye birçok şehirde önemli satış noktalarından, müzik mağazalarından, kitapevleri ve tüm D&R mağazalarından ulaşabilirsiniz.

Birdirbir Dergisi’nin 52. Sayısı Çıktı!

Türkiye’nin ilk Eğlenceli Din Eğitimi ve Kültürü Dergisi Birdirbir’in “hayır ve şer” konulu 52. sayısı çıktı. EDAM (Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları Merkezi) tarafından yayımlanan Birdirbir Dergisi, Hacivat ile Karagöz, Hayta ile Cemşit, Batuta, Zorbul Zehra gibi kahramanlarıyla hem öğretiyor hem de eğlendiriyor.
52. Sayıda Neler Var? Dua sayfasının bu ayki yazarı Muaz Yanılmaz, “Bir gülün açışı, goncayı; kalpteki dua, kazayı değiştirir. İklimleri değiştirir gibi Allah’ım huyumuzu soyumuzu güzelleştir.” diye sesleniyor. Seyyah Batuta, bu sayıda Akdeniz’in muhteşem ülkelerinden biri olan Lübnan’da. Eski Trablus’ta Abdülhamit’in yaptırdığı saat kulesi, Trablus Mevlevihanesi, Hariri Camii ve Ulu Cami… Tarihin bütün izlerini bu yolculukta bulmak mümkün. İlgilisine duyurulur.
İbrahim, Hasan ve Hatice’nin Maceraları Devam Ediyor… Hasan rehin alınıyor ve Hatice’nin dikkati sayesinde hayatı kurtuluyor. Sonrası… Tam bir macera!
Birdirbir’den Hediye, Yarışma Ne Ararsanız Var! Birdirbir dergisinin, bu sayısındaki ödüllü bulmacasını doğru cevaplayan tam 15 kişiye Damla Yayınlarına ait beş kitaptan oluşan “Dinim Serisi” hediye ediliyor. Ayrıca Birdirbir bir şiir yazma yarışması düzenliyor. Konuyu ve katılım şartlarını dergiden öğrenebilirsiniz.

Poyraz Edebiyat Sanat Kültür Dergisi

Poyraz Derginin 15. sayısında “Harflerin Esrarı” başlıklı yazısında Hamit Akçay “İnsan esma’dan, esma harflerden mürekkeptir” diyor. Mürvet Sarıyıldız’ın “Bahar Esintisi” adlı denemesi, M.Nihat Malkoç’un “Çoraklaşan Yürek Tarlaları” başlıklı yazısı ve T. Muharrem Turhan’ın “İstanbul’un Sesleri” yazısı da dikkat çeken yazılardan.

Futbol Plus Dergisi 117. Sayısı ile Yayında…

Türkiye’nin ilk futbol dergisi Futbol Plus, Mart 2011 sayısı ile gündemi belirlemeye devam ediyor. 117. sayısının kapağında “Kara Panter” başlığı ile Fenerbahçe’ nin yeniden zirveye kurulmasında yaptığı kurtarışlarla büyük bir pay sahibi olan ve kalesinde devleşen Volkan Demirel’e yer verildi. İbrahim Üzülmez-İbrahim Toraman kavgasından hareketle şöyle bir hafızamızı tazelediğimizde, aynı kulüp içinde teknik direktör-futbolcu, futbolcu-futbolcu veya yönetici-futbolcu kavgalarıyla ilgili birçok örnek karşımıza çıkıyor. “Kulüpte aile içi şiddet!” Büyük Kulüplerin teknik direktör transfer etme anlayışı şu: “Yeter ki ünlü olsu, sistemi ve bize uyup uymayacağı önemli değil.” Sonuç genel de fiyasko. Bunun son örneği Bernd Schuster. Bu anlayışın şutlanma vakti geldi de geçiyor bile. “Schuster Git ya!” . Süper Ligin başarılı teknik direktörlerinden Abdullah Avcı’dan “Gençlere taktik, üç büyük takıma mesaj”. İtalyan Asıllı Belçikalı Efsane futbolcu Enzo Scifo, Türkiye’ye göz kırpıyor. “Türkiye benim ikinci vatanım!”. Ruud Gullit: “Türkiye’de başarılı olurum.” Uzun yıllar unutulmayacak bir çekişmeye sahne olan Bank Asya 1. Lig’in en dikkat çeken takımı belki de Tavşanlı Linyitspor. Ligde ilk sezonunu yaşayan takımı farklı kılan pek çok özelliği bulunuyor. “ Şapkadan tavşan, Bank Asya’dan Tavşanlı çıkar mı?” Herkes bu sorunun cevabını merakla beklerken, Futbol Plus Dergisi rotasını Tavşanlı’ya çevirdi, bu başarıya mercek tuttu.

Film Arası Dergisi: “12 EYLÜL’LE HESAPLAŞMADAN OLMAZ!”
Film Arası Dergisi’nin Mart sayısına konuk olan yönetmen Handan İpekçi, çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Kendisinin de 12 Eylül Askeri Darbesi’nin mağdurlarından olduğunu söyleyen İpekçi, ‘Askerle hesaplaşacaksak bunun 12 Eylül’e doğru gitmesi lazım’ diyor.
Film Arası Sinema Dergisi, Mart sayısıyla okuyucularının karşısına çıkıyor. Her ay yayımladığı röportajlarla gündem yaratan derginin son sayısına konuk olan yönetmen Handan İpekçi, Gülcan Tezcan’ın sorularını yanıtladı. Kendisinin de 12 Eylül Askeri Darbesi’nin mağdurlarından olduğunu söyleyen İpekçi, “Askerle hesaplaşacaksak bunun 12 Eylül’e doğru gitmesi lazım” diyor.
“Referandumda Çıkan “EVET”, Harekete Geçirmedi”
Handan İpekçi, şunları söylüyor: “12 Eylül Askeri Darbesi’nin mağdurlarından biriyim. O yıllarda çocuğum daha küçüktü. Eşim 2,5 yıl tutuklu kaldı. Erkek kardeşim yurtdışına gitti. Böyle bir savrulma yaşadık. Eğer generallerle ya da askerle bir hesaplaşma olacaksa bunun 12 Eylül’e kadar gitmesi gerektiğini düşünüyorum. Mesela referandumda 12 Eylül generallerinden hesap sorulacak denildi ama hala hiçbir hareket yok. Bu bir soru işareti benim için.”
“Nurgül Yeşilçay Doğru Bir Rolde Oynuyor”
Nurgül Yeşilçay ve Nejat İşler’in başrollerini paylaştığı ve 18 Mart’ta vizyona girecek olan Çınar Ağacı filmiyle ilgili de bazı açıklamalarda bulunan Handan İpekçi, şunları söyledi: “Başoyuncumun biri 5,5 yaşında, hiç görülmemiş bir yüz. İkinci başoyuncum Celile Toyon, 30 yıl önce bir sinema filminde oynamış, tiyatrocu, profesyonel oyuncu, dizilerde oynamamış. Bu iki ana oyuncu hiç görünmemiş yüzler. Nurgül Yeşilçay evet star ama kendisine çok uygun bir rolü oynuyor. Cast olarak doğru bir rol. Diğer oyuncularımızın hepsi de doğru castlar. Onun için sırıtmayacak.”
“Açılım Sinemada Henüz Açılmadı”
Derginin ‘Açılım Sinemada Henüz Açılamadı!’ başlığı ile Demokratik Açılım’ın sinemaya yansımalarını masaya yatırıyor. Sinema eleştirmenleri İhsan Kabil ve Kerem Akça ile yönetmenler Hüseyin Karabey ve Kazım Öz, dosya kapsamında yöneltilen sorulara cevaplarıyla katkıda bulunuyor. Köşe yazıları, özel haberler, film kritikleri ve röportajlarla dopdolu bir içerik sunan dergi, bu sayıda Yücel Çakmaklı’nın uzun yıllar tartışılan filmi ‘Birleşen Yollar’ın afişini de okuyucularına hediye ediyor.

Özgün İrade’de örnek toplum

Aylık ilmi, siyasi ve edebi dergi Özgün İrade’nin mart sayısında Kur’anî bir kavram olan “vasat ümmet” ele alınmış. “Örnek toplum Kur’an’la inşa olur” başlığıyla çıkan dergide konuyla ilgili röportaj Yrd. Doç. Dr. Ahmet Öz ile yapılmış. “Vasat ümmet olabilmemiz için, hayat ölçümüz Kur’an ve örneğimiz Resulullah olmalı” diyen Ahmet Öz, aşırılıklara kaçarak insanların İslam’dan soğutulmasının vebalinin büyük olduğuna vurgu yapıyor. Dosya konusunda Ramazan Kayan’ın “Denge ve Düzen”, Beşir İslamoğlu’nun “Vasat ümmet, en hayırlı topluluktur”, başlıklı yazılarının yanı sıra Adil Akkoyunlu’nun, Ali Rıza Akgün’ün ve Davut Özgül’ün dosya yazıları da yer almakta.
Derginin Ortadoğu’daki devrimlere ilişkin oldukça doyurucu makaleleri bulunuyor. “İslam dünyasında yaşananları anlamak”, “İkinci ricat”, “İkinci Kurtuluş Savaşları Çağı” adlı makaleler gündemi yorumluyor. Ayrıca İhvan İrşat Bürosu Üyesi Usam el-Aryan’ın “Mısır Devrimi ve İhvan” başlıklı makalesinin çevirisi de yer alıyor.
İslam tarihinde iz bırakmış, İslam’ın anlaşılması ve yaşanmasında önemli roller oynamış şahsiyetlerin ele alındığı portre köşesinde ise, Şeyhu’l-İslam İbni Teymiyye ele alınmış. Kur’an ve sahih sünnet perspektifinin kazanılmasında hatırı sayılır düzeyde katkısı olan İbni Teymiyye hakkındaki pek çok iddia da irdelenmiş. İlmi eğitim ile fiili mücadeleyi birleştiren İbni Teymiyye’nin hayatında herkesin çıkaracağı pek çok ders bulunuyor.

İnsan ve Hayat Dergisi’nden “Çanakkale Savaşlarının Kadın Kahramanları”

Dergiden Açıklama: Mart ayı içerisinde Çanakkale Savaşlarını hatırlamayı Şehitlerimiz ve Gazilerimiz için bir vazife biliriz. Ancak bu vazifede savaşa çok şey kattıkları halde hatırlanmakta hep ihmal edilen Kadın Gazi ve Şehitlerimizi anlattık, İnsan ve Hayat Dergisi Mart sayısında. Bu sayıyı okurken duygulu anlar yaşayıp, özveriyi, sadakati ve aslımızdan olan kadın yüzlerini göreceksiniz.
DOSYA: Hayvancılık Nereye Gidiyor? (Fatih Günay, Abdullah Aksan) “Eskiden bakkallarda insanlara isimleri ile hitap edilirdi. “Hasan Amca bana bir kilo elma verir misin?” Oysa şimdi isimleri yaka kartlarında yazılan kasiyerler, marketlerde sadece para tahsil etmekle meşguller. Ama ne sattıklarının bile farkında değiller.”
KAPAK: Kadın Kahramanlar “Çanakkale’de Cefakâr Annelerin ve Vefakâr Eşlerin Hikâyesi”, (Hilmi AYGÜN) “Savaş her an zorluktur. Ama biz hep cepheden baktık o zorluğa. Geride hasretle bekleyenler ve onların umutları. Biraz karıştırıldığında o hasret kokan satırlar, nice ümitler, nice dualar. Tarihteki Osmanlı kadınına tertemiz bir bakış, Çanakkale Savaş’ının kadın gazileri.”
BİLİM: Öğrenmeyi Öğrenmek, (Yunus Özen), “Eğitim sırasında öğretilen bilgiler zaman içerisinde hızla eskiyor. Ancak bu gerçeği herkes bir anda fark edemiyor. Farkına varanlar hayat boyu öğrenme faaliyeti için bir yol ayrımına gelmiş olduklarını anlıyorlar.”
KÜLTÜR: Kim Temizler Bu Kirliliği (Mehmet Serdar Ateş), “Nerede canlı varsa orada hayat da var demektir. Hayatın kalitesi ve devamı canlıların beraber yaşadığı çevreye bağlıdır.” Okuyacaklarınızdan sadece birkaç başlık…

Kur’anî Hayat Dergisi’nden Fıtrat Sayısı

Fıtrata muvafık, vahye mutabık bir hayatın inşasına mütevazı bir katkı yapmak niyetiyle yol süren Kur’ani Hayat Dergisi, 17. sayısında temel Kur’ani kavramların başında yer alan fıtratı ele alıyor.
Mustafa İslâmoğlu hocanın manşete de kaynaklık eden başyazısı, fıtrata uygun bir hayatın Kur’an’a uygun bir hayat olduğunu işliyor. Murat Sülün, elest bezmi âyetini fıtrat bağlamında tefsir ediyor. Abdulcelil Candan fıtrat hadisini, İbrahim Sarmış hapis cezasının insan fıtratına aykırılığını, Mahmut Çınar ‘Allah’ın fıtratı’ kavramına kelamcıların yaklaşımına inceliyor. Hüseyin K. Ece ibadete uyum sağlama açısından; Haydar Öztürk insanın ontolojik alt yapısını oluşturması açısından, Murat Kayacan ise irtibatlı kavram ve durumlar açısından fıtratı inceliyor. Söyleşi köşesinde Samsun’da İlahiyat hocalığı yapan Mehmet Okuyan’la yapılmış mülakatı bulacaksınız. Kur’ani kavramlara ilişkin özgün ve cesur beyanların yapıldığı sürükleyici söyleşiyi bir çırpıda ilgiliyle okuyabilirsiniz. Mustafa Demir ile Filiz Tavukçu fıtratın ahlâkla ilişkisini, Ali Koçak ise fıtratın aşk ve adalete bakan yüzünü irdeliyor derginin bu sayısında.
Bahri Yücel’in Kur’an’ı anlamanın farz oluşunu, Ömer Faruk Karataş’ın müminlerin Kur’an’da sayılan temel vasıflarını, Ahmet Baydar’ın ‘dağılmış koyunlar’ âyetini yorumlayan yazıları siz kıymetli okuyuculara yeni ufuklar açacaktır. İbrahim Sarmış’ın eleştirisi, Ömer Noyan’ın denemesi, Muharrem Baykul’un kitap tanıtımı, Bünyamin Doğruer’in şiiri ve Fatih Okumuş’un duası ile fıtrat konulu 17. sayı noktalanıyor.
Kur’ani Hayat’ın İnternet sitesine sembolik bir bedel karşılığında üye olarak geçmiş tüm sayılara, dergide basılamayan yazılara ve çıkacak yeni sayılara ilk günden itibaren erişebilir, tüm dosyaları bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Dergi okurlarını 2011 yılı abone çalışmalarına katılmaya, okuyarak ve okutarak dergiye destek vermeye çağırıyor. Derginin Mayıs başında çıkacak 18. sayı konusunun ahlak olduğu okurlara ve yazı göndererek katkıda bulunacaklara duyuruluyor.

Satranç Life Mart 2011 Sayısı

Bazı tarihçiler, satrancın Truva’nın kuşatılması sırasında Palamedes’in bulduğunu söylerler. Ancak, bu iddia bugüne dek ne Yunanlılarca benimsenmiş, ne de bu konuda bir yazıt vardır. Satrancın adı Hintçe’den gelir. Anlamı, 4 cins figürün, 4 ayrı silahla sunulmasıdır. Bu 4 figür konusunda çok değişik yorumlar vardır. Bazılarına göre, 4 figür “Hava, ateş, toprak ve su”yu, bir kısmına göre de, “Yaz, kış, ilkbahar ve sonbahar” ı yansıtır. Burada, en kuvvetli taş olan vezir ateşi ve bilginleri, kale toprağı, fil havayı, şah evreni temsil eder. Bu benzetmeler 4 taşın geometrik şekillerinden esinlenerek söylenmektedir.
Ocak 2010 itibari ile yayın hayatına başlayan ve aylık olarak yayınlanacak Satranç Life dergisi, içerik olarak satranç dünyasından haberler, sporcularımızla yapılan röportajlar, şehirlerimizin satranç aktiviteleri ile ilgili tanıtımları, usta analizleri, açılışlar, köşe yazıları, okul tanıtımları v.b gibi birçok konunun yer aldığı derginin Mart 2011 çıktı.Dergi içeriği ve detaylı bilgilere www.satranclife.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Yumuşak G 11. sayısını çıkardı!

Yumuşak G bir edebiyat dergisi, Mizanpajı, manifestosu, eserleriyle farklı bir dergi. Her ay soruşturma yapmalarıyla ilgi çekici. İşte manifestoları:
ğ manifestosu
“bırakın dedik
konuşulacaksa
karar konuşulacak bu sofrada
evet baba…”

Tohum

İmam-Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER)’in yayın organı Tohum Dergisi 135. sayısıyla okuyucu karşısına çıktı. 2 aylık periyotlarla yayınlanan derginin bu sayıdaki dosya konusu “Irk, Millet, Ümmet Kavramları Ekseninde Demokratik Açılım”…
Tohum Dergisi her kesimin birleştirici unsurlar aradığı demokratik açılım sürecinde imam-hatip liselerinin bu birleştirici ruha sahip olduğuna dikkat çekiyor. Dergi “Açılın! Açılıyoruz…” diyerek sürece şüpheyle yaklaşanların da, süreci destekleyenlerin de değerlendirmelerini sunuyor. Konu ile ilgili İsmail Mansur Özdemir, Sabri Otağ, Zümrüt Sönmez, Ahmet Altun gibi yazarların yazılarının yanı sıra Zaman Gazetesi Yazarı Bejan Matur ile Rabia Ayaz’ın yaptığı röportaj açılım meselesinde gelinen nokta ile ilgili ciddi analizler içeriyor.
Dosya konusunun yanı sıra katsayı sorununu da masaya yatıran dergi, katsayı sorununun dünden bugüne seyrini görme fırsatı veriyor. Katsayının hukuksal süreci, mağdurlarındaki psikolojik etkileri ve siyasi yönünün ele alınmasıyla beraber katsayı ile ilgili bir soruşturma dosyası da okuyucuyla paylaşılıyor.
ÖNDER’de görev değişiminin ardından başkan seçilen Hüseyin Korkut ile yapılan röportajda ise Korkut, ÖNDER’deki 20 yılının yansımalarını aktarırken katsayı sorunu hakkında da öğrencilere tavsiyelerde bulunuyor.
Ayşe Çoban’ın Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Yusuf Kaplan ile yeni bir medeniyet inşasında Türkiye’nin rolüne dair yaptığı röportaj devlet, millet, medeniyet kavramlarının dilden düşmediği gündem içerisinde önemli bir çıkış noktası oluşturuyor.
Tohum Dergisi nostalji köşesinin konuğu ise “Nuri Pakdil”. Pakdil, Tohum Dergisi’nde yazdığı 70’li yıllardan “Tam Med Vakti” adlı yazıyla geçmişi tazeliyor. Derginin bu sayıdaki yazarları arasında Cihan Aktaş, Erol Erdoğan, Ayla Ağabegüm, Mustafa Canbey gibi isimler de yer alıyor.

Yüzakı’ndan Ecdada Vefa!

Derginin Mart sayısında Genel Yayın Yönetmeni M. Ali EŞMELİ; harem gerçeklerini ve hayal mahsulü harem iftiralarını, Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ’den nakillerle ortaya koyarak, ecdada vefâ göstermeye davet ediyor:
“Hakikatleri katletme imkânı için objektifliği kılıf olarak kullanmanın neresi ilim? Şifâ ile mikroba eşit mesafede olmak objektiflik mi? Hele doktor için! Tarafsızlık… Nerede, ne kadar? Yalanla doğruluk arasında tarafsızlık olabilir mi?”
Muhterem Osman Nuri TOPBAŞ Hocaefendi, “İstikbâli İnşâ Edici Bir Tarih Şuuru” başlıklı makalelerinde; tarihe bakışımızın dini temellerini, Osmanlı’yı yücelten değerleri, tarih kisvesinde karşımıza çıkan toplumların hayatında cârî ilâhî kanunları kaleme almış. Mustafa Asım KÜÇÜKAŞCI; tarihî şahsiyetlere bakıştaki iki açıyı, Kanunî ve Süleyman -aleyhisselâm- örnekleriyle ele alırken, Ayla AĞABEGÜM, Yard. Doç. Dr. Harun ÖĞMÜŞ ve H. Kübra ERGİN, paralel bir konuyu işlemişler: Dünden bugüne günlük hayatımızdaki değişiklikler ve bu değişimin arkasında kaybolan hasletler, yitirilen değerler, unutulan kıymetler… Can ALPGÜVENÇ, Kanunî’yi farklı cepheleriyle tanıtırken; Ahmet MERAL’in kısa dünya tarihi turunda sıra II. Murad Han’da. Ömer OKUDAN, ezanın tarihiyle beraber, Sâhibü’l-Ezân olan Abdullah İbn-i Zeyd -radıyallâhu anh-’ı tanıtıyor. Prof. Dr. İsmail ÇETİŞLİ Yakın Dönem hilyelerinden, Mustafa Fehmi GERÇEKER’in Hilye-i Fahr-i Âlem’ini tanıtan bir yazısıyla edebiyat bölümünde yer alıyor…

PCNet’te Twitter Dosyası

Türk halkının “direct message” özelliğini kullanarak bedava sms atmayı keşfetmesinden sonra ülkemizdeki patlamasını yaşayacak olan servis ağı Twitter, PCNet dergisinin kapak konusunu oluşturuyor. Derginin dosya konusu: Her yönüyle Twitter: Sosyal medyanın en çok konuşulan ismi Twitter’da yerinizi alın! Twitter’da cıvıldamanın püf noktaları ve servisi verimli kullanmanız için bilmeniz gerekenler…

Türkiye’nin ilk PlayStation 3 konulu dergisi!

Oyun Dergisi’nin son sayısı çıktı. Dergide dikkat çeken başlıklar: -En son PlayStation 3 haberleri, – Dead Space Ön Bakış
– Killzone 3 online ilk izlenim
-Infomaus 2 ilk bakış
– Uncharted 3 ilk izlenim
-Dosya konusu: PS Move
– PS Move Sık sorulan sorular
-PS Move Starter PACK incelemesi
-PS Move paketler
-The Fight Lights Out
– EyePet Move Edition
– Sports Champions
– Start the Party
-The Shoot
– Racket sports
– 2010 yılı top 20
-2010 yılı FPS top 5
– 2010 yılı araba yarışları top 5
-2010 yılı Macera Aksiyon Top 5 listesi
-Poster – Uncharted 3 ve GT5 takvimi
-PlayStation 3 Cafe tanıtımı
– Bir zamanların atari salonları
– Oyun kahramanları yazı dizisi
– Aklımızda kalan GOW sahneleri
-Assassin’s Creed Brotherhood incelemesi
– Gran Turismo 5 incelemesi
– Gran Turismo 5 kupa listesi
– Gran Turismo 5 teknolojileri
– 5 adet oyun hilesi
– Büyük oyun firmaları yazı serisinden CAPCOM
-Optik ses sitemine geçiş
– CERN – Serbest yazı

Şoför ve Trafik Dergisi

Zafer Ekin Karabay’ın 1995-1996 dönemindeki devrimci öğrenci hareketine adadığı “trafik” adlı şu şiir, yitirdiği arkadaşlarına bir ağıttır:
“Kentin baskısı kaldı bize
Ve ışıkları trafiğin, ya da kazası…
oysa biz hep bir düş kazasında
Yitirdik arkadaşlarımızı
karşıdan karşıya geçerken
Eli bırakılan çocuklardık
O insan kalabalığındaki
Son gülümsemesiydi annemizin
Sonra hangi tarafa geçsek karşıda kaldık! ”

Derginin 626. sayısı yayınlandı. Trafik ile bilinçlendirmeler yapan dergi, aynı zamanda trafikle ilgili ciddi bir sosyo-ekonomik profil çıkarıyor. Trafik nasıl ki şehirleri birbirine bağlıyorsa, psikolojik olarak da trafiğin insanın şehre bağladığı yanlarını yazın diline kazandırıyor.

Anadolu Gençlik’ten “Necmettin Erbakan Özel Sayısı” Geliyor…

Mazlumun öfkesi mağribi yakıyor Anadolu Gençlik Dergisi Mart 2011 sayısında Ortadoğu’da bölge halklarını onurlu direnişlerinden ötürü tebrik ediyor; elde ettikleri neticenin kendilerine ve bütün Müslümanlara mübarek olmasını temenni ediyor: “Umarız Ortadoğu’da cerayan eden bu olaylar kendi hakkını hukukunu dahi arayamaz hale gelmiş, ezilen, horlanan çeşitli baskılara maruz kalan, uyanmak istedikçe uyuşturulan ülkemiz insanlarına da bir ışık olur. Bizleri kış uykusundan uyandırır.”
Anadolu Gençlik’ten Önemli Not: Değerli okurlarımız, Ömrünü ümmete hizmete adamış Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı geçtiğimiz ayın sonunda rahmeti rahmana uğurladık. İnsanlık önemli bir şahsiyeti kaybetmiştir. Aziz milletimizin ve camiamızın başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin. Kendisi son nefesine kadar milli ve manevi değerlerin hâkim olması için var gücüyle çalışmış, yaptığı hizmetlerle çığır açmış ve milletimizin gönlünde taht kurmuştur. Ülkemiz ve İslam Dünyası açısından fevkalade önemli bir lider olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’la ilgili gelecek ay özel sayı çıkarmayı planlıyoruz.

Mühür Dergisi 7. Yılına Girdi

Mühür’ün bu sayısında “Şair; seni kimler okuyor?” diye sorarken, şiirin ‘kaybolan okur’unu arıyor. “Günümüz şiirindeki kişilikten yoksun yenilik arayışları, günümüzün modası peşinde koşan züppelerin katına indirdi şiiri. Şiirin çürüten romantizmden ve yığın haline gelen toplumun ağırlığından uzaklaşması gerekirken, zamanın en düşük seviyeli kişiliklerinin akılları gelip şiirde yer buluyor. Ortalıkta kendi ayağına bastığına bakmayıp zekâ parıltıları yaymaya çalışanların gülünçlüklerinden geçilmiyor. Gençlere çok yük düşüyor bu noktada. Çünkü her genç şair en iyi şiir okurudur. Gençler göz boyacılığına kapılmamalı. Uzun lafın kısası Oğuz Atay’ın nefis deyimiyle söylersek “sevgili okur”umuzu aramıyor muyuz hepimiz? Arayışını bizimle paylaşanlara teşekkürlerimizle yeni şiirler ve yazılarla işte beraberiz…”

Genç Yaklaşım “ÇEKİM”de

Gençlik dergisi Genç Yaklaşım Mart sayısında, çağımızın en etkili iletişim araçlarından biri olan sinemaya, farklı açılardan bakarak, “dikkat çekim var” başlığıyla yaklaşıyor. Dergi, sinemanın çağımızın en etkili iletişim araçlarından biri olduğunun altını çiziyor. Sinemanın ne denli önemli olduğunu Amerikan filmlerinin üzerimizdeki bıraktığı etki ile keşfettiğimizi hatırlatan Genç Yaklaşım, “Her akşam başköşede misafir ettiğimiz televizyonda önümüze sunulan Batılı filmleri, gitgide içimize aldık. ‘Yüksek kültür batı kültürüdür’ nidalarıyla telkin edilen mesajlar, alttan alta zihnimize yerleşti. Zaman geçince gördük ki; Batı sinemasında gördüğümüz her şeyi taklit eder olmuşuz, kendi kültürümüzmüş gibi yanıbaşımıza oturtmuşuz. Bu tahribat anlaşıldığında, sinemaya kendi değerlerini katmaya çalışan yönetmenler, kolları sıvadı. Abdurrahman Şen’in isim babalığını yaptığı “Beyaz Sinema” örnekleri ortaya çıktı.” diyor.

Yüce Devlet Dergisi’nin 8. sayısı Çıktı

Editör Yazısı: Sekizinci sayımızı da çıkarmayı da nasip ettiği için Allah Teâlâ hazretlerine hamd u senalar olsun. Sayılar arasındaki zaman aralığının uzun olması bizi üzüyor lakin çıkmış olmaktan yani devam ediyor olmaktan ötürü bahtiyar oluyoruz. İnşallah yeniden düzenli olarak çıkarız; tabii ki Allah’ın izni ve yardımı ile, sizlerin desteği ve katkılarıyla…
Yakın coğrafyamızda, bütün dünyayı da etkileyen önemli değişimler, devrimler gerçekleşiyor. Halklar zalimlere karşı ayaklanıyor ve onları birer birer deviriyor. Bu konuyu kapsamlı olarak başyazımızda ele aldık ama burada şunları da eklemek istiyoruz: 6. sayımızdaki “ZULÜM KITALAR DOLAŞIYOR” başlıklı başyazımız, bu konuyu küresel bir planda ele alıyordu. İlk sayımızdan itibaren tefrika ettiğimiz Dahhak şerh-romanı, zalim bir hükümdarın mazlum halk tarafından nasıl alt edildiğini anlatan tarihi-evrensel bir eserdir. Bizim bu işe girişmekteki gayemiz, zalim-mazlum mücadelesini daha derin bir şekilde ele almaktır. Bu tefrikanın bu şekilde algılanmasını istiyoruz.
İslam âlemindeki ve dünyanın her yerindeki mazlumlara karşı duyarlı olmak, millet olarak bizim en mühim ve belirgin hususiyetlerimizdendir; bu geçmişte de böyleydi, günümüzde de böyledir. Lakin bugün işler biraz daha kapsamlıdır, artık İslam âleminin ve dünyanın her yerine bakmak zorundayız. Medyamız maalesef yakın coğrafyamıza bakmakta bile zorlanıyor, çünkü büyük bir kesiminde böyle bir bakış açısı yok; geri kalanlarda da ekonomi bundan daha önemlisi kalite bulunmuyor. Biz, Yüce Devlet olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz, bu konuda katkıda bulunmak isteyen kardeşlerimize sayfalarımızın açık olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz.
(Bu sayımızın son teknik hazırlık safhasında) Eski Başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatını teessürle öğrenmiş bulunuyoruz. Allah’tan rahmet ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz; Allah Teâlâ taksiratını affetsin.

Somuncu Baba’da Erzurum ve Osmanlı’da Harem Konuları

Somuncu Baba Dergisi 125. (Mart 2011) sayısında dosya konusu olarak Erzurum İlimizi ve Osmanlı’da harem konularını seçmiş. ‘Turkuaz Çiniler’ başlıklı başyazıda Sabahattin ATEŞ Erzurum’u; “Doğu Anadolu dediğimizde bizim hatırımıza Erzurum düşer… Meselâ; 13. yüzyıl eseri olan Çifte Minareli Medresesi, Selçuklu yapı tarzının en önemli unsurlarını, bir medeniyetin ihtişamını barındırmaktadır. Yüzyıllardır ilim merkezi olarak kullanılan bu mekân tarihe şahitlik yapmıştır. Odalarında ilim okunan, mescidinde Kur’an yankılanan bu yapı; aynı zamanda ruhun inşasıdır. Taşa muhabbeti motif motif işleyen ecdadımızın ustalık şaheseridir…” şeklinde tanıtmıştır.
Meryem Aybike SİNAN “Dadaşlar Diyarı: Erzurum” başlıklı yazısına İbrahim Hakkı Hazretlerinin beyitleriyle başlayıp yer yer Erzurumlu diğer âşıkların beyitleriyle süslediği yazısında Dadaşlar hakkında “Gecenin ayazında sımsıcak bir bar havası değmektedir kulaklarıma. Genç dadaşlar bar tutmaktadır. Dadaş mert, cesur, özü sözü doğru demek… Zalimin karşısında, mazlumun yanında olan merhametli, erkek kardeş, ağabey, cesur ve yiğit olandır! Dadaş Erzurumlu olmaktır!
Alvarlı Lütfi Efe Hazretleri Erzurum’a can katalı gönül kabına sığmaz olmuştur! Kalplerin taraçalarında asude düşünceler filizlenmiştir bundan böyle.” demektedir. ‘Hurafe ve Çarpıtmaların Odağında Osmanlı’da Harem’ başlıklı yazısında İsmail ÇOLAK son günlerin tartışma konusu olan Osmanlı hareminin doğrusunu anlatarak gündemdeki haremin hayal ürünü çarpıtmalar olduğuna dikkat çekmiş.
Reul KESENCELi ise ‘Entrikalar, İhtiraslar ve Topkapı Sarayı’ başlıklı yazısında Kanuni’nin Hürrem Sultanın entrikaları sonucu oğlu Şehzade Mustafa’yı nasıl ortadan kaldırdığını anlatmış. Yayın Editörü Musa Tektaş ise, “Helâlin Bereketi” adlı yazısında Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi’nin helâl lokma hususundaki vurgusuna dikkat çekiyor.

Genç Dergi Mart Sayısı: “Yemezler!”

Genç Dergi bu ay yemek kültürünü kapağına taşıyor. Ali Can imzalı dosyada yemek kültürünün değişmesi, fasd food, yediğimiz ürünlerin sağlıklı olup olmadığı, yemek âdabı ve israf gibi konular derinlemesine inceleniyor. “Yemezler!” başlığıyla okura ulaşan dosyada Rabia Gülcan ve Deniz Karsavuranoğlu “Yemek Yapmaya Övgüler”, Aslı Toprak “Hamburger mi Döner mi?”, Esra Rana “Gel De Oyna(t)ma!”, Sinan Özgenç “Derviş Sofraları” isimli yazılarıyla yer alıyor. Dergide, Mart sayısı olması hasebiyle Çanakkale yazıları dikkat çekiyor. M. Lütfi Arslan’ın “Bugün Her Yer Çanakkale’dir” ile Halit Yasir Özoğul’un “Çanakkale’nin Issız Kalmış Nikâhı” başlıklı yazılarına M. Nihat Malkoç’un “Kanıyor Çanakkale” isimli şiiri eşlik ediyor.
Genç Dergi’de bu ay iki röportaj yer alıyor. Bunlardan ilki hikâye kitaplarıyla bilinen yazar Cüneyt Suavi ile. Suavi “Her şey ihlâs ve sevgiyle hedefine ulaşır” diyor. Dergideki ikinci röportaj ise yazar Nazife Şişman ile. Başörtüsü konusunda eserleri, araştırmaları bulunan yazar ülkemizdeki bu sorunu derinlemesine anlatıyor.

Yenidünya Dergisi’nden “Arap Dünyasında Diriliş”

Yenidünya dergisi Mart sayısı ‘Ortadoğu’da diriliş vakti’ kapak dosyasıyla çıktı. Yazar Rasim Özdenören Derginin bu sayısındaki yazısında, ‘Hâlihazırda bütün Ortadoğu’yu bir yangın halinde sarmış olan halk ayaklanmaları, bize, Ortadoğu’da hukuk düzeninin kurulma arzusunu istikametinde radikal umutlar sunuyor.’ diyor. Yeni Dünya Dergisi Mart sayısında sıcak Ortadoğu gündemine sağlam kalemlerin meş’alesiyle ışık tutmuş. Mısır Devrimi ve Müslüman Kardeşler’in duruşunu ve devrimi bir de ‘İhvan’ gözüyle değerlendirmiş. ‘Ortadoğu’ya Güzel Günler Gelecek’ mesajının ümidini bütün yazıların alt zemininde görmek mümkün.
Konuyla alakalı gazeteci yazar Hüsnü Mahalli ile yapılan söyleşide Mahalli, ‘Ortadoğu kavramı diye bir kavram yoktur. Bu Batının kullandığı bir kavramdır. Ortadoğu bizim coğrafyamızdır.’ diyerek konunun aslında bizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini de vurgulamış. Müfid Yüksel, Türkiye’nin Ortadoğu’daki önemi konusunda dikkat çekici tespitlerde bulunurken Ahmet Varol, bugün yaşanan olayların mahalli hareketler olmadığını ve yakın geleceğimize damgasını vuracağını dile getirmiş.
Prof.Dr. Mehmet Emin Ay, ‘Yetimlere Uzanan Şefkat Eli’ başlığı çerçevesinde Peygamber Efendimiz sav’in Rauf ve Rahim sıfatlarının nasıl güzel bir yansıtıcısı olduğunu duygu yüklü üslubuyla okuyucusuna sunarken, Davut Şahin de kalemin kifayetsizliğini yıkarak ‘Yetimlerin En Güzeli’ni anlatmış.
Dergi, dünyanın bütün yetimlerinden sorumlu olma bilincine sahip bir müslümanın kalbi ne hisseder; bunu yansıtmak istemiş sayfalarına: “Abdurrrahman Dilipak, Erol Evgin, Necla Nazır, Ahmet Taşgetiren, Ömer Döngeloğlu, Cüneyt Ülsever, Hasan Cihat Örter, Bülent Yıldırım, Tarık Tufan gibi Yüreği olan pek çok güzel insanımıza sorduk bu konuda ne düşündüklerini. Yürek ağrılarımız kelime kalıplarına döküldü. Hatta Zeki Bulduk bir Öksüz Denemesi bile yaptı.”
Prof.Dr. Ersin Nazif Gürdoğan, ‘Medine’de Eyüp Eyüp’te Medine vardır’ derken imanımızı şükür duygusunun tazyikiyle bir kere daha coşturdu. Seyyah bir sufi olarak Evliya Çelebi’yi bizlere Mustafa Özçelik, Seyehatnamenin tasavvufi remizlerine işaret etmeyi de ihmal etmeden özlü ama kapsamlı şekilde anlatmış. Prof.Dr. Mustafa Nutku, ‘Semavat Zemine Niçin Gıbta Eder’ sorusunu müjdeli bir hadis-i şerif ekseninde bizleri içinde bulunduğumuz bu güzel ayda teyakkuza sevkedecek şekilde cevaplamış.
Fatma Karabıyık Barbarosoğlu’nun son kitabı, ‘Son Onbeş Dakika’ üzerine keyifli söyleşi yine Yunus Emre Altuntaş imzasıyla okuyucuyla buluşmuş. Mart sayısının en önemli dosyası, milletinin bağrında tarifsiz bir yere sahip olan ve fakat resmi tarih yazıcılarından da iade-i itibar bekleyen sultanüş şüheda El Hâc Muhammed Es’ad Erbili Hazretleriyle ilgili satırların yer aldığı bölümler şüphesiz. İlahiyatçi yazar Ali Ramazan Dinç Hocaefendi ile yaptığımız söyleşi, belki bugüne kadar ilk defa dile getirilen çok önemli iç notlar ihtiva ediyor.

Vuslat’ta “MODERNİZM VE DÜNYEVİLEŞME”

Vuslat Dergisi Mart sayısında ağırlığı modernizm ve dünyevileşmek konusuna veriyor. Modernizm ve dünyevileşme kıskacı karşısında duruşumuzun nasıl olması gerektiğini bütün detaylarıyla Vuslat Dergisi’nin 117’inci sayısında bulabilirsiniz.
Vuslat Dergisi Mart sayısında: Doç. Dr. Muhammed Tarik “İslam Ve Müslümanların Düşmanları Ne Kadar Çokmuş, Dostları Ne Kadar Az” yazısıyla tarihte Müslümanlara daim düşmanlık edenlerin olduğu beyan etmekte. Araştırmacı-yazar Mustafa Çelik ise,“Allah’ın Dininden Kurtulma Çabası Modernizm” isimli yazısında modernizmin tamamen bir müşrikleşme neticesi olduğunu ortaya koyuyor. Eğitimci- yazar Süleyman Gülek “ Dünyevileşmenin Hazin Sonu” yazısıyla dünyevileşme tehlikesine dikkat çekiyor. Hüseyin Kerim Ece “ Gözü Arkada Kalmak” makalesiyle, dünyada eşyaya sahip olma hastalığı üzerinde duruyor. Abdullah Dai “Tevhid Hayatın Başı ve Sonu” yazısında, Tevhid ile başlayıp Tevhid ile son bulan bir hayatın, mükâfâtı ebedî cennettir, diyor.
Ayrıca Vuslat Dergi bu ay ki “modernizim ve dünyevileşme” konusunda, Şırnak Üni. İlah. Fak. Din Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Süleyman Karacelil’le “modernizm ve dünyevileşme” üzerine bir röportaj gerçekleştirmiş…

Gülistan 123. Sayısında

Gülistan Dergisi 123. sayısına ulaştı. Kapak konusu: “Allah (cc) Nasıl Bir Sevgi İstiyor?” İşte kapak konusunu anlatan Hatice Kübra Ergin’in yazısından bir bölüm:
ALLAH (CC) NASIL BİR SEVGİ İSTİYOR? 123. Sayı / Mart 2011 Allah sevgisi itaati gerektirir Farklı sevgiler Yıllar önceydi, bir komşumuzdan dinlemiştim. Yeni taşındığı sitede, onlara bir grup dadanmış; hanımlar arası oturma günlerinde nerede toplanırlarsa oraya geliyor ve kendilerine inanç telkininde bulunuyorlarmış. Kendilerine Yehova Şahitleri denilen ve “yakında Mesih gelecek” diye, inançlarını aşılamaya çalışan bu grup, telkinlerini tesirli kılmak için muhataplarının akıllarına soru takmakla işe başlıyorlarmış. Mesela diyorlarmış ki; “Allah bizi seviyorsa neden bu kadar zor ameller emrediyor? Hem de bunları yapmadığınız takdirde sizi ceza ile tehdit ediyor?”

Böylece güya İslam dininin sevgiye değil korkuya dayanan bir din olduğunu düşündürmeye çalışıp arkasından da “sevgi dini” adı altında kendi inançlarını telkin etmeye başlıyorlarmış.
Bunları bize anlatan komşumuz, samimi bir Müslüman olarak bu sorulardaki art niyetten rahatsız oluyor ama nasıl bir cevap vermek gerektiğini bilemiyor; bizden bu hususta yardım istiyordu. Biz de dilimiz döndüğü kadar; “her sevginin bir adabı olduğunu, Allah ile kul arasındaki sevginin de bir adabı olması gerektiğini” açıklamaya çalışıyorduk.
Elbette insanın sevgi duygusu, sevdiği varlığa göre değişir. İnsan çocuğunu başka türlü sever, eşini başka türlü sever, annesini, babasını başka türlü sever. Daha açık söylemek gerekirse sevgilerin bazısı merhametli, bazısı şehvetli, bazısı hürmetlidir. Hepsinin ötesinde Allah sevgisi de elbette itaatli, teslimiyetli, takvalı, havf ve haşyetlidir. Olması da gerekir.

Kişi eşini, dostunu başka türlü sever, hocasını daha başka türlü sever. Hele yol gösterici bir rehberi varsa onun sevgisi daha başkadır. İnsanın kendisine, eşine dostuna karşı sevgisiyle, hocasına karşı sevgisi bile farklı oluyorsa bizi yoktan Yaratan, her an türlü türlü nimet veren ve en önemlisi bize hidayet veren Rabbimizin sevgisi farklı olmaz mı? Demek ki her sevginin bir adabı vardır. Sevenle sevilen arasındaki derece farkına uygun olarak, sevginin ifade tarzı değişir.
Hem, sevgiler farklı olduğu gibi sevginin tezahürleri de farklı farklıdır. Mesela bir vatandaş, devletine karşı olan sevgisini nasıl gösterir? Elbette devletin koyduğu kurallara uyarak; vergisini ödeyerek, ona karşı vazifelerini yaparak, onu temsil eden bayrak gibi alametlere karşı saygılı olarak, onun şanını yücelterek gösterir, öyle değil mi? Eğer bu vatandaşlık vazifelerini yapmazsa, onun otoritesine saygısızlıkta bulunursa devletin de cezai müeyyide tatbik etme hakkı doğar. Kimse de buna itiraz edemez.
Sonuçta insanların bir kısım değerler ve faydalar için meydana getirdikleri hükmi bir şahsiyet olan devletin bile bir şanı varsa bütün fanilerin varlıklarını borçlu oldukları ‘Vacib ul Vücud’ olan Allah’ımızın, üstümüzde hiçbir hakkı olmayacak mı?..

İktibas Dergisi

Dergi Mart sayısını çıkardı. 30. yılını geçtiğimiz Aralık ayında geçiren dergide başlık: “Abant’ın ‘Kürdistan’ Açılımı” Bu başlık, İktibas Dergisi’nin Mart sayısında dikkatimizi en çok çeken yazı Mehmed Durmuş imzalı yazıya ait. Şubat ayı ortalarında Kuzey Irak’ta, Erbil’de yapılan “Abant Platformu”nu değerlendiren yazar, kalemini, eleştirel bir tutumun temsilcisi olarak kullanmakta. Bununla birlikte, adı geçen platformda ele alınan konunun çözümüyle ilgili alternatif kanaatler de dile getirilmekte: “Kürdü, Türkü ve Arabı ile hâsılı yüzlerce etnik kökenli Müslüman kavimleri sadece ve sadece İslam kurtuluşa erdirecek, karanlıklardan aydınlığa İslam çıkaracaktır, ancak İslam onları kardeş yapacaktır. Merkezinde Kur’an’ın bulunmadığı hiçbir çözüm önerisi felah getirmeyecektir.” Bu kapsamlı yazının dışında Atasoy Müftüoğlu’nun “Sorumluluğa Uyanmak”, Muhammed Celil’in “Hazırcı Olmak” yazısını da dergide okuyabilirsiniz…

Rıhle’den “İmaj ve Teşebbüh” Sayısı

Rıhle, 11. sayısında “İmaj ve Teşebbüh” konusuyla çıktı okuyucunun karşısına. Derginin kapak spotu: “Yabancılaşmanın ayartıcı iğvası: İmaj ve Teşebbüh”
Rıhle 11. sayısında, benliğimizi sarmış bulunan “ötekine benzeme” histerisini mercek altına alıyor. Önceki kuşaklar “benzeme-teşebbüh” denildiğinde sadece kılık-kıyafette benzemeyi anlar ve o noktada yoğunlaşırdı. Buna şaşırmamak gerekir. Zira fıtrî zamanlarda “benzeme” illetinin kılık-kıyafetten başka bir alana sirayet etme şansı yoktu. Şimdi ise “küreselleşmiş” dünyada “açık toplum” türküleri söylüyoruz. “Ötekine benzeme” vakıası bireysel ve toplumsal hayatımızı neredeyse tamamen kuşatmış bulunuyor. Rıhle de bu sayıda bu problemin mahiyet ve boyutlarını mercek altına alıyor. Bu sayının ilk yazısı, derginin genel yayın yönetmeni Ebubekir Sifil hocanın “Ötekine Bezeyerek Ötekileşme” başlıklı makalesi. Sifil hoca bu makalede, günümüz dünyasında Müslümanların gayr-i Müslimlerle ilişkilerini ve hâkim paradigmanın rengiyle boyanmaya başlamış olan değerlerimizi masaya yatırarak önemli tesbitlerde bulunuyor. Dâru’l-Hikme hocalarından Talha Hakan Alp hoca, “Kâfirlere Teşebbühün Fıkhî Boyutu” başlıklı makalesinde kâfirlere benzeme sorununu bir fakih perspektifiyle ele alıyor ve konuyu dünüyle bugünüyle değerlendiriyor. “İmaj, Yabancılaşma Krizi ve Teşebbüh Hadisi” başlıklı makalesinde Serdar Demirel hoca teşebbüh hadisine farklı bir perspektiften bakıyor. “Ȃhir Zamanda Tesettürü Konuşmak veya Bediüzzaman’ın Tesettür Risalesi Üzerine Birkaç Mülȃhaza” başlıklı makalesinde Burak Ertürk, Üstad Said Nursî’nin tesettür yaklaşımından hareketle modern zamanların Müslümanlarının tesettür telakkisini mercek altına alıyor. “İmaj ya da Küresel Benzeşim İçerisinde Müslüman Birey” başlıklı makalesinde Mehmet Özay hoca imaj konusunu sosyolojik kavramsallaştırmalar bağlamında ele alıyor ve imajın Müslümanlara taalluk eden boyutunu sorguluyor. “Bir İletişim Felsefesine Doğru: Laik İkonoloji ve Yeni-Paganizmin Hem Vasatı, Hem de Vasıtası Olarak Medya” başlıklı makalesinde Yusuf Kaplan hoca, kapsamlı bir iletişim felsefesi geliştirme çalışması yaparken okuyucuya ufuk açıcı bir perspektif sunuyor. Zahit Yıldız “Gayri Müslimlere Benzeme Konusundaki Hadisler Ve Sübut Durumları” başlıklı yazısında mevzuya dair rivayetleri sübut ve sıhhat açısından ele alıyor.
İzmir’den Hüseyin Avnî hocanın yanı sıra bu sayının “Soruşturma” bölümüne Suudlu araştırmacı Halid b. Abdullah el-Müzeyyinî hoca katkıda bulundular. Bu sayının “Mülâkât” bölümünde Mısır Dâru’l-İftâ müdürü Amr el-Verdânî hoca ile yapılan, İslamî ilimler tasavvur ve usulüne dair mühim mütalaaları hâvî ilmî bir sohbet; “İntikad” bölümünde Ahmed Tahir Dayhan hocanın “Ebû Hureyre’yi Anlamak” başlıklı serî tenkit yazısının üçüncü bölümü var. Bu sayının serbest makalelerine ise Kadir Mısıroğlu “Batılılaşma mâcerâmız ve İflâsın eşiğindeki batı” başlıklı makalesiyle, Erdal Kurgan, “Yapısal Dönüşüm: Kamusalın Örtülenmesi Ya da Mahremiyetin Kamusallaşması” başlıklı yazısıyla, Fatih Güldal “İlk Mektep Çocuklarının Bayram Günü: Amin Alayı” başlıklı yazısıyla, Yusuf Hanif, Juan R. I. Cole’ün “Efgânî’nin Mısır Hayatına Dair Bazı Yeni Tesbitler” başlıklı makalesinin tercümesiyle katkıda bulunmuşlar.

Temrin

Mart sayısıyla birlikte okur kitlesine yeni okurlar ekleyen Temrin, bu ay da çok özel şiirlerle karşınızda… Eşref Karadağ’ın “Yetkinlik Sorusu” başlığını taşıyan şiirini Arzu Eşbah, Murat Çelik, Mehmet Türkmen’in şiirleri izliyor. Bu ay iki çeviri şiiri var: Birisi Mehmet Işıker’den Hırvat şair Enes Kišević’e ait olan “Bahçıvan” adlı şiir. İkincisi Nihan Işıker’e ait Furuğ Ferruhzad’ın “Güneş Doğuyor” adlı şiiri.
Ebru M. Kayır, Cansaran Kızıltaş, Ahmet Mersan ve Burcu Akkanlı bu sayımızın deneme yazarları. Ebru M. Kayır’a ait olan “Gece Yüzüklü Kelebek Oğul” başlığını taşıyan şiirsel metin özellikle okunmayı hak ediyor. Hümeyra Kablan, Emir Kalkan, Saliha Malhun ve Ataman Kalebozan bu sayının hikayecileri. Emir Kalkan ismine özellikle dikkat, Emir Kalkan’ı Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanan öykü kitapları ile tanıyoruz. Şehri ve şehrin anlattıklarını yazan bir öykücü olarak bu ismi bir yerlere not etmenizde fayda var.
Zülfikar Bayraktar Saraybosna ve Mostar Köprüsü’nü anlattığı gezi-inceleme yazısı ile dergiye katkı sağlamış. Tahsin Yıldırım inceleme yazılarına Sabahattin Kudret Aksal ile devam ediyor. Bu ay üç kitap tahlil yazısı sizleri bekliyor. Güliz Kazazoğlu, Sevinç Çokum’un son öykü kitabını; Eylül Başak, Şeref Yılmaz’ın deneme kitabı Erguvan Hasreti’ni ve son olarak da Leyla Karaca Tok, Hayriye Ünal’ın 2010 TYB şiir ödülünü kazanan son şiir kitabı Gerekli Açıklama’yı incelemiş.
Bu ayki söyleşi konukları Çağdaş Fransız Edebiyatının önemli romancılarından Marc Levy ve şair Celal Fedai. Son olarak yine Kalender Tufan “Künye” köşesinde kitapların ve Seda Ülke “Devran” köşesinde sanatın ve edebiyatın izini sürmüş.

GENÇ SANAT
Derginin 192. sayısı çıktı. İşte konular:
-Yurtdışından Haberler -Yurtiçinden Haberler -Sanat Fuarları Giancarlo Politi -Milyon Dolarlık Leydiler Leslie Riggs -Bugün Figüratif Elif Dastarlı -Sanat Piyasasının İçinde mi Dışında mı? Fırat Arapoğlu -Yıldız Savaşları Şener Tansoy -Eleştiriyorum müstecabi-zade aali -Etkinlik Takvimi -Sanat Kitaplığı

PSİKOHAYAT Enerji Kaynağı UYKU ile TRAVMA ve MEDYA’yı ele alıyor

Psikohayat Dergisi’nin merakla beklenen sayısı çıktı, dergi yine dopdolu. Psikiyatri dünyasındaki en yeni gelişmeleri ilk elden okuyucusuna sunan PSİKOHAYAT dergisi yeni sayısı yine dopdolu. Dosya konusu ‘Hayatın Enerji Kaynağı UYKU’ ile sosyal hayatı kökten sarsan ve iş ile aile hayatını olumsuz etkileyen uykuyu çeşitli yönleri ile ele alan dergi Uğur Canbolat’ın Genel Yayın Yönetmenliğinde İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı İktisadi İşletmesi adına 3 aylık olarak ücretsiz olarak çıkıyor. PSİKOHAYAT Dergisi, Ruh sağlığı alanındaki yeni gelişmeleri okuyucu ile paylaşmanın önemli olduğuna inanıyor.
PSİKOHAYAT Dergisi Ocak- Şubat- Mart sayısında DOSYA konusu olarak şu farklı açılardan uyku konusunu gündemine aldı: Çocuk ve Uyku Sorunları, Uykusuz Bırakan İlişkiler, İş Yaşamı ve Uyku Sorunları, Madde Kullanımı ve Uyku Bozukluğu, Psikolojik Bir Mesai: Rüyalarımız, Terapide ve Tedavide Bilinçli Hipnoz, Depresyon ve Manide Uyku Problemleri, Huzursuz Bacak Sendromu, Uyku Laboratuvarı ve Polisomnografi, Anksiyete ve Uyku Bozuklukları. Önemli çeviri haberlere yer veren dergide şu çarpıcı başlıklar yer alıyor: Aşırı Stres Diyabeti Kontrolden Çıkarıyor,Ayaklar Yalan Söylemez, Notalar Beynimizin Ritmini Arttırıyor, Hız Şampiyonu Çığlar, Lisan Gelişiminde Konuşmak Kitaptan Daha Etkili, Medyanın Ruh Sağılığına Etkileri, Duygularını Gizleyenler Hayata Negatif Bakıyorlar, Partnerler birbirlerinin geleceğini etkiliyor,Aldatmanın İlk Aşaması Chat.
Dergi bu sayısında Psikiyatri dünyasında hocaların hocası olarak bilinen Pof. Dr. İsmail Çifter hoca ile yapılan bir röportajda‘Psikiyatrinin dünün bu günü’ ele alınırken Uzm. Psikolog Yıldız Burkovik ile kaygı konusunda yapılan söyleşi bu konudaki kaygıları giderecek nitelikte. Nöropsikiyatri alanının üç önemli ismi Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, Prof. Dr. Kemal Arıkan ve Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın makaleleriyle katkıda bulunduğu PSİKOYAYAT dergisinde Anne Babalarda Kaygı Yaratan Durumlar, Tanpınar’ın sular şehrinden geriye ne kaldı?, Kleptomanide Yakın Çevre Desteği, Travma ve Medya, Zevkli Hediyeler Dünyasından Masal Şehrine, Psikiyatri Hemşireliğinde Hasta Mahremiyeti, Koala Alfabesi Uyku gibi farklı ve zevkle okunan köşe yazıları yer alıyor.
Kamu kurum ve kuruluşlarına ücretsiz olarak gönderilen dergiye PSİKOBULMACA farklı bir özellik kazandırıken derginin her sayısında Porof. Zihni Sinir’in Poreceleri dikkat çekiyor. Dergi, okullara, kamu kurum ve kuruluşlarına, danışmanlık bürolarına, kreşlere ücretsiz gönderiliyor.

Gonca Dergisi, Mart ayı 107.sayısını, bahar neşesini duyuran “Merhaba” yazısıyla açıyor:

“Bahar geldi, duydun mu? Hoş geldim çiçeklerini; papatyaları gördün mü? Bana öyle gelir, sanki bahar toprağa ayak bastığını papatyalarla haber verir. Yoksa tutup ince belinden, fala bakmak için pıt diye kopardın mı birini? Ah, seni bilmez miyim ben! Koparmışsındır elbet. Limon ağaçlarını dört dönen kelebekleri de gördün değil mi?”
H.İbrahim Çayırlı’nın “Ayna”, Ergül Altaş’ın ise “Beklemek Güzeldir” isimli hikâyeleriyle konuk olduğu dergiye, M.Said Türkoğlu “Babaanne Çiçeği” şiiri ile renk katıyor.
Bahadır Dördüncü, Çanakkale’de yaşanan denizaltı savaşlarını anlattığı yazısında bir kahramanlık hikâyesini paylaşıyor Gonca okuruyla:
“Müstecip Onbaşı ismindeki bu kahraman topçu, nöbeti esnasında pür dikkat Boğaz’ın sularını kolaçan etmektedir. Fransızların Turquaz ismindeki denizaltısının suyun üzerine çıkartarak etrafa baktığı küçücük periskopunu fark eder. Nişan alır ve denizaltıyı periskopundan vurur. Biraz sonra denizaltının tamamı suyun üzerine çıkar ve teslim olur. İstanbul’a getirilerek ay yıldızlı bayrağımızın çekildiği bu denizaltıya Müstecip Onbaşı’nın adı verilmiştir.”
Çanakkale Zaferi’nin 96.yıldönümünü kutladığımız mart ayında Erdoğan Tücan imzalı “Seyit Onbaşı” kitabı Gonca’dan tüm okurlara hediye. “Ah baharsa, yaprak duvaklı ağaçlar varsa ve dağ menekşeleri pıtır pıtır açtıysa, gün yelinin getireceği şey bellidir: Mutluluk..”

İslami Yorum

İnternet ortamında yayın yapan araştırma ve düşünce dergisi İslamiyorum, derinlikli bir tartışmaya zemin hazırlayabilmek için, ilkbahar-2011 sayısında “demokrasi” dosyasıyla okuyucuların karşısına çıktı.
Konu şu sorular üzerinden tartışılıyor:
– Demokrasi nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır?
– Bir insanlık tecrübesi olarak demokrasinin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
– Demokrasi İslam’a uygun mudur?
– Yeryüzünde hakimiyet Allah’a mı aittir, yoksa insanların sorumluluğu mudur?
– İslam, sistem içi (demokratik yollarla) değişimi onaylamaz mı? Mutlaka sistem dışı (devrimci) bir değişim mi öngörmektedir?
– Demokrasi gözü kapalı teslim olunacak mükemmel bir yönetim şekli midir?
– Demokrasinin olumsuz yönleri, iç çelişkileri, eksiklikleri, açmazları ve ortaya çıkardığı sorunlar nelerdir?

http://www.haber7.com/haber/20110318/Dergilerin-Mart-sayilarinda-neler-var.php

31 Mart 2011, 15:01 tarihinde haber kategorisi altında yayınlandı. Bu yazıya yapılacak yorumlardan haberdar olmak için RSS 2.0 beslemesini kullanabilirsiniz. Yorum yapabilirsiniz, veya kendi sitenizden geri izleme yapabilirsiniz.


Yorum Yapın

İsim (*Gerekli)
E-Posta (*Gerekli)
Site
Yorumunuz

*